17 Ağustos 2014 Pazar

DENEME



Tam dokuz yıllık bir maratondu. 2005’den bu yana bizlere yalnızca 10 saniyeyi anlatmak için kurgulanmış uzun bir parkur olan How I Met Your Mother maalesef ve nihayet bitti.



Maalesef diyorum, çünkü bu bir devrin kapanışı. Nihayet diyorum, zira artık 9 yıl olmuş. Şahsen konuşacak olursam bu dizi ile birlikte liseye başlamıştım. Şu an üniveresite bitiyor. Yani insan hayatının en önemli evrelerini kaplamış bir dizi bu. Hatta yeri geldiğinde karakterimize katkılarda bulunmuş, hatta daha da cüretkar konuşmak gerekirse şekil vermiş bir dizi. Dizi değil, finalde Barney’nin de söylediği gibi, bir ‘’aile’’. Tıpkı Friends, Seinfeld, Cheers vb. diğer efsaneler gibi o da artık benliğimizin bir parçası.


Peki iki bölümün birleşmesinden oluşan bu 40 küsür dakikalık sezon finali nasıldı? Bu uzun koşunun bitiş çizgisini geçtiğimizde içimizde uyanan his neydi?

İlk olarak, şahsen flashback/flashforward olayını çok sevsem ve her ne kadar bu dizinin bu konsepti aşırı kullanarak suyunu çıkardığını ama yine de bununla bile eğlendirdiklerini düşünsem de… Finalde daha da abartmışlardı. İsteseler bir sezon daha uzatıp yaydırarak ve bundan on kat daha kaliteli bir şekilde anlatabilecekleri geleceklerini sürekli atlayarak izlemek zorunda kaldık. Böyle görmektense bir sezon daha uzatılarak sezon sayısının yuvarlanmasını da tercih ederdim.

Peki bekleneni verebildi mi? Neredeyse… Eğer siz de zihninizi istediğiniz gibi kontrol ederek belirli anıları kendinize saklayabilen o şanslı yeteneklerdenseniz, işte bu tam sizin bölümünüzdü. Çünkü bazı noktaları unutmayı tercih edersek kesinlikle harika bir büyük finaldi. Bunlar hangi noktalar mı? İzlemeyenler için spoiler vermeyelim ancak izleyenler için son üç dakika dersem sanırım anlayacaklardır. Eğer dizi sarı şemsiye ile bitseydi; hem yıllardır gönderme yapılan o sarı şemsiyenin bir anısı, bir hatırası olacaktı, hem istediğimizi almış, hem de yeterince tatmin olmuş olacaktık. Böylece ekip de gayet epik bir finale imza atmış olabilirdi. Ya da Barney/Robin çiftine olacakları görmeseydik… Ve bir de Robin’in kopuşu… Bu noktalar olmasaydı belki içimizi bu kadar burkan bir final olmazdı elbet. Yani bir açıdan başarılıydı. Ama en sonunda annenin durumunu komplo teorisyenlerini haklı çıkarırcasına birebir yazmaları… İşte büyük bir eşek şakasıydı. Bölümü 1 Nisan’da izlemiş biri olarak gerçekten eşek şakası olarak değerlendiriyorum. Keşke son 3 dakika hiç yaşanmasaydı.



Ne olursa olsun, 9 yıllık bu dönemin kapanması finalin isteneni verememesinden (bir derece) daha üzücüydü. Özellikle de bölüm sonuna koyulan kısa jenerikte oyuncularımızın diziye başladıkları hallerini ve ne kadar genç olduklarını görünce kendinizin ne kadar yaşlandığını anlıyorsunuz. En azından ben öyle hissettim. Boğazımda düğümlenen nefesim, kalbimi sıkıştıran bir baskı, yüzümde bir gülümseme ve aklımda dokuz yıllık bir geçmişle; gençlik yıllarımın hepsini 40 dakikada kapatmış gibi hissettim. 

Hoşça kal H.I.M.Y.M. Yerine kimseyi koymayacağım, çünkü koyamayacağım.


0 yorum:

Yorum Gönder